Büyükşehir Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Yazma Cesareti’ söyleşisi ve imza günü programları ile devam etti. Yazar Nihan Kaya günün ilk etkinliğinde Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileriyle, daha sonra ise Faik Baysal Kütüphanesi’nde kültür sanat dostlarıyla bir araya geldi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Nisan Kültür Sanat Etkinlikleri devam ediyor. Bu kapsamda ilk olarak Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri ile buluşan Yazar Nihan Kaya, günün ikinci programında Faik Baysal Kütüphanesi’nde kültür sanat dostları ile bir araya geldi. Kaya’nın yazma korkusuna değindiği ‘Yazma Cesareti’ kitabının konuşulduğu program sonunda yazar kitaplarını da imzaladı. Sosyal Bilimler Lisesi ve Faik Baysal Kütüphanesi gibi kültür sohbetleri yapılabilecek mekânlarda bulunmaktan duyduğu mutluluğu da dile getiren yazar, kültür sanat dostları ile buluşmasına vesile olan Büyükşehir Belediyesi’ne de teşekkür etti.

Cesareti Anlamlı Kılar
Konuşmasında özellikle yazma konusunda ki korkulara değinen Yazar Nihan Kaya, “Tek başına cesaret, cesaret değildir. Cesaret, korku olduğu halde hala devam edebilmektir. Cesareti anlamlı kılan korkudur. Bu nedenle Yazma Cesareti kitabım yazma korkusunu da anlatıyor. Benim hala yazma konusunda korkularım devam ediyor ancak buna rağmen yazmaya devam ediyorum. Hayat, hiç kimsenin yazmasını istemez. Yazmak, aslında hayatın o genel akışının dışına çıkmaktır, biraz ona karşı çıkmaktır. Modern bir şey ortaya çıkarabilmek için geleneği çok iyi bilmeniz gerek. Yeni hiç bir şey yoktur ki içerisinde eskiyi barındırmasın” şeklinde konuştu.

Var Olma Biçimim
Edebiyat dünyası ile nasıl tanıştığına da değinen Kaya” Ben insanlar arası ilişkilerde genellikle kendimi tam olarak ifade edebildiğimi düşünmüyorum, kendimi hep yanlış temsil ettiğimi düşünürüm. Olağan iletişim biçimlerinde son derece başarısızım. Bu nedenle romancı olmaya karar verdim. Bu düşüncem altı yaşımdayken ortaya çıktı. Toplumla insanlarla ancak bu şekilde kendimi ifade edebileceğimi düşündüm. Fakat bu yaşadıklarımı yazıyorum, anlatamadıklarımı yazıyorum anlamında değil. Romanlarımda benden daha çok ben var. Onlar, benden çok daha fazlasıdır aslında. Romanlar bir anlamda benim var olma biçimim” dedi.