Büyükşehir Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında ‘Kadınların Şehirleri’ söyleşisi ve imza günü programı gerçekleştirildi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından şehir kitaplığına hediye edilen ‘Kadınların Şehirleri’ isimli kitap için söyleşi ve imza günü gerçekleştirildi. Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen programda kitabın editörü Fatma Çolak, yazarlardan Naime Erkovan ve Fatma Şengil Süzer kültür sanat dostları ile bir araya geldi. Yazarların kadın ve şehir konularına değindiği program sonunda ‘Kadınların Şehirleri’ kitabı da imzalandı. ‘Kadınların Şehirleri’ kitabında yer almaktan duydukları memnuniyeti ifade eden yazarlar Büyükşehir Belediyesi’ne böyle bir çalışmaya vesile olmasından dolayı teşekkür ettiler.

Tek Başına Mümkün Değil
Kitabın editörlüğünü yapan Fatma Çolak konuşmasında, “Ben inanıyorum ki gerçek, hiç kimsenin tekelinde değildir. Gerçeğe tek başımıza kendi ferdi çabalarımız ile ulaşmamız mümkün değildir. Bir gerçeklik varsa eğer ortada onu ancak farklı bakış açılarından farklı veçhelerden yanaşarak bir kavrayış gerçekleştirebiliriz. Farklı sosyal tabakalardan farklı mesleklerden gelen bu 14 kadının şehri nasıl algıladığını, nasıl gördüğünü, nasıl deneyimlediğini ve nasıl kavradığını bilmek bize çok sevimli geldi. Şehir, içinde yaşayanların bilincini, algısını, hayat ve varlık tasavvurunu şekillendiren, bunu uzun zaman içerisinde sezdirmeden yapan bir mekân olarak önemlidir. Şehir, imkânları çerçevesinde hayat görüşümüz ve varlık tasavvurumuzu şekillendiriyor. Sırf bu bile şehirleri önemsememiz için yeterlidir. Bizde geçmişi şehir üzerinden tasavvur ediyoruz. Geleceğe ait tasavvurlarımızı, hayallerimizi ve ümitlerimizi yine şehir üzerinden kurguluyoruz. Bu anlamda şehir bizim için vazgeçilmez bir öneme sahip” ifadelerini kullandı.

Konaklama Yeri
Proje önüne ilk geldiğinden anılarının canlandığını belirten yazar Naime Erkovan, “Benim çocukluğum Almanya’da geçti. Babamın yıllarca hep söylediği şey: ‘burada kalmayacağız geri döneceğiz’ oldu. Ben hiçbir şekilde yaşadığım şehirle bu nedenle bir bağ kuramadım. Hep gideceğiniz düşüncesi sizi hiç bırakmıyor. Bu yıllarca sürdü ve en sonunda İstanbul’a döndük. Hiç bilmediğim bir şehre gelmiştim. Sadece dinliyordum ve şehri keşfetmeye çalışıyordum. Benim için bir şehir bir konaklama yeridir. Şehirler ister istemez bizleri dönüştürüyor, bizler ile bir şekilde bağ kuruyor. İstanbul gibi hızlı gelişen bir şehirdeyim. Her sabah büyük bir koşuşturma var. Biz aslında istesek de istemesek de şehir bize istediğini yaptırabiliyor. Aslolan şehre hayat veren, şehre şekil veren bizim bakışımız oluyor. Onu nasıl gördüğümüz. İnsanız ve bizde sürekli değişiyoruz. İyi ki de değişiyoruz” dedi.

Bir Başlangıç
Yazar Fatma Şengil Süzer ise, “Medine, şehir demektir. Şehir, ticaret yapılan yer, alışveriş yapılan yer, sefer edilen yer, insanların birbiriyle iletişim kurduğu ve bir kültürün oluşmaya başladığı yerdir. Dolayısıyla aslında şehirler medeniyet mekânıdır. Birbirimizle iletişimiz, etkileşimimiz bizi biz yaşan şeyler. Şehir eğer bu üç kökten geliyorsa günümüzdeki şehir nasıl bir şehirdir. Ben şuan yaşadığımız hızdan mutlu değilim. Günümüzde şehir hakkında konuşmalar arttı. Eskiler şöyle der; ‘Bir konuda bir şey olacaksa önce onun hakkında konuşmalar artar.’ Demek ki şehirlerimiz hakkında bir şeyler yapacağız. Biz aslında çok kocamanız. Kocaman olduğumuz için kocaman yerler istiyoruz. Ama sınırlandırılmış bir alan olduğu zaman buna sığmıyoruz. Gökyüzüne bakabildiğimiz yere ancak sığıyoruz. Mekan tartışmalarının bence zamanı gelmiş, bu tür kitaplarda buna bir başlangıç olur inşallah” şeklinde konuştu.