‘Geydim Hırkayı’ konulu söyleşi ve imza günü programında konuşan Adalet Çakır, “Birçok ülkeye seyahat eden Safer Efendi İslami tasavvufu yaymaya çalışmıştır. Safer efendi meşk ve zikire çok önem verirdi. Sohbetlerinde kendisi yerde otururken misafirler üstte sedirde otururdu. Bu büyük bir tevazu göstergesidir” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Şubat Kültür Sanat Etkinlikleri Adalet Çakır’ın katıldığı ‘Geydim Hırkayı’ konulu söyleşi ve imza günü programı ile devam etti. Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen ve Safer Efendi’nin Sohbetleri’nin konuşulduğu programa çok sayıda sanatsever katıldı.

Adalet Çakır’ın konuşmasından satır başları şu şekilde;

Hayatından kesitler
“Safer Efendi 20 Ağustos 1926 yılında İstanbul/Eğrikapı’da dünyaya gelmiştir. Babası Arnavut muhaciridir. Annesi Bursalı Emir Sultan sülalesinden Çanakkale şehidi babanın kızıdır. Safer Efendi ilkokulu Karagümrük’te tamamlıyor. Ortaokulda 2. Dünya Savaşı nedeniyle yaşanan maddi sıkıntı yüzünden tahsil hayatını yarım bırakıyor. Ailenin geçimine katkıda bulunmak için helva ve dondurma satıyor. 1950 yılından sonra askerlik dönüşü orada aldığı bir belge ile haliç tersanesinde göreve başlıyor. Burada 5 yıl çalıştıktan sonra görevi bırakıyor. Asırlardır İstanbul’da 10 muharrem tarihinde Kerbela Şehitlerini anmak için dönemin dervişleri orada toplanırdı. Bir 10 muharrem günü Safer Efendi amirinden izin ister. Amiri izin vermez ve bunun üzerine Safer Efendi görevi bırakır.”

İslami tasavvufu yaymaya çalışmıştır
“Safer Efendi tasavvuf ve cerrahi alan açıdan önemi Fahrettin efendiden ayrılmamasıdır. Safer efendinin 1950 yıllarından sonra tasavvuf kültürüne ilgisi artıyor. Şeyhülislam Sabri efendinin oğlu aracılığıyla Fahrettin Efendi ile tanışır ve ona büyük bir aşkla bağlı kalır. 1966 yılında Fahrettin Efendi göçene kadar ona hizmet eder. Safer Efendi, Fahrettin Efendi için ‘Veli nimetimizdir o olmasaydı ne bu yol kalırdı ne de biz kalırdık’ demiştir. Bir gün Fahreddin Efendi’ye Yahudi bir papaz ziyarete geldikten sonra yanındakiler niye İslam’ı telkin etmedin diye sorar. Fahreddin Efendi’de ‘O bana Yahudiliği teklif etseydi ne olacaktı?’ diye cevap verir. Fahrettin Efendi ile 30 yıl hizmet ettikten sonra Safer Efendi zor günler geçirir ve onun özlemi ile geri kalan ömrü geçer. Geydim Hırkayı adlı eserin başında Fahrettin Efendi’ye olan özlemini dile getiren bir yazı yazmıştır. Birçok ülkeye seyahat eden Safer Efendi İslami tasavvufu yaymaya çalışmıştır. Safer efendi meşk ve zikire çok önem verirdi. Sohbetlerinde kendisi yerde otururken misafirler üstte sedirde otururdu. Bu büyük bir tevazu göstergesidir.”