Kasım Kültür Sanat Etkinlikleri Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi paneli ile devam etti. Prof. Dr. Zekeriye Uludağ, “Tasavvufu en ince ayrıntılarına kadar incelemiştir. Sağlam bir temel ve sağlam bir düşünce ile dinden hiçbir zaman kopmamıştır” derken; Prof. Dr. Adem Apak, “Filibeli Ahmed, islam düşüncesi merkezli ilimlerde hakikatı beyan için esaslı eserler yazılması gerektiğini ifade ediyor” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kasım Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi’ paneli ile devam etti. AKM’de gerçekleştirilen programa Prof. Dr. Adem Apak, Prof. Dr. Fuat Aydın ve Prof. Dr. Zekeriye Uludağ konuşmacı olarak katıldı.

Aydınlar modernite yaratmıştır
Programın moderatörlüğünü üstlenen ve açılış konuşması yapan Prof. Dr. Fuat Aydın, “Osmanlı Devleti farklı etnik yapılardan oluşmuş bir toplum olarak karşımıza çıkıyor. Osmanlıcılığın temel kavramı her zaman vatan olmuştur. Osmanlıcılığın yetmediği yerlerde Müslümanlık devreye girmiş bu sayede İslamcılık dediğimiz kavram ortaya çıkmıştır. 19. yüzyılın başından itibaren Osmanlı kendini Batı’nın gerisinde görmüştür. Ama Osmanlı döneminin aydınları, kendilerini Batı’nın gerisinde görmemiştir. Osmanlı her konuda çökmüş durumda olsa da Filibeli Ahmed gibi aydınlar her zaman kendi çabaları ile modernite yaratmıştır” ifadelerine yer verdi.

Tasavvufu incelemiş
Prof. Dr. Zekeriya Uludağ, “Bir konsolos oğlu olarak dünyaya gelen Filibeli Ahmed, hayata atıldığı zamanlarda 2. Abdülhamid, Osmanlı Devleti’nin başındaydı. İlk defa ‘Çaylak’ adlı mizah dergisi ile Türk okuyucularının karşısına çıkmıştır. Fizana sürgün yedikten 7 sene sonra 1908’de yurduna döndü. Kendisi tasavvuf ile ilgili çeşitli çalışmalarda bulunmuş, sofilik yerine teorik tasavvufu savunmuştur. Tasavvufu en ince ayrıntılarına kadar incelemiştir. Kendisi 4-5 tane gazete çıkarmıştır. En uzun süre yayında kalan Hikmet Gazetesi ve Hikmet Dergisi olmuştur. Her işi yapan Filibeli Ahmed, Felsefeci, Gazeteci, Muhabirdir. Çeşitli gazetelerde mahlas isimlerle yazılar yazmaya devam etmiştir. Sağlam bir temel ve sağlam bir düşünce ile dinden hiçbir zaman kopmamıştır” sözlerini söyledi

Kendimizi geliştirmeliyiz
Prof. Dr. Adem Apak, “Filibeli Ahmed’in şöyle bir sözü var: ‘Avrupa karşısında geri kaldığımız bir gerçektir. Bu geri kalmışlığımızı telefi etmek için onları olduğu gibi taklit etmemiz doğru değildir. Bunun yerine sadece gelişme fikrini almamız gerekir. Bunun için ilahiyatı ve felsefeyi bilip Müslümanların geri kaldıkları ilim şubelerinin geliştirilmesi bu anlamda ilim adamı yetiştirmeye çalışmalıyız.’ Tabi burada ilahiyattan kastı İslam Felsefesi, Din felsefesi gibi İslam düşüncesi merkezli ilimler ile de mücevher olmak gerektiğini ifade ediyor. Ciltlerle dolu eserlerimiz birbirini tekrar etmekte. Bunları tenkit eden, tahlil eden, rivayetleri konuşturarak yeni çıkarımlarda bulunan âlimlerimiz son derece sınırlıdır. O zaman bizim yapmamız gereken Tarih usulü ortaya koymak gerekir diye ifade ediyor. Hiç komplekse girmeden onların da kullandığı metotları kullanarak birilerine cevap yetiştirmek amacıyla değil, hakikati beyan için esaslı eserler yazmanız gerekiyor” sözlerini söyledi.

Her bilgiyi bilmemiz gerekir
Prof. Dr. Adem Apak, “Ahmed Hilmi’nin şöyle bir sözünü de sizlerle paylaşmak isterim: Ben ortaya yeni bir şey koymaya çalıştığım da hüküm koymaya çalışanların, her türlü yeniliğe karşı çıkanları tenkitleriyle karşı karşıya kalacağım. Ama bu böyle de olsa ben bunu yazmak durumundayım. Hep klasik anlamda sürekli tekrar ederek bir terakki elde etmek mümkün değildir. Dolayısıyla yeni eserler ortaya koymamız gerekiyor. Adını koymadan kavramlaştırmadan Tarih üzerine fikir inşa etmek mümkün değildir.. Felsefeyle ilgisinin derin olduğunun ve Tarihçiliğin Felsefe alanında malumat sahibi olması gerektiğini ifadesinde şöyle diyor: Herhangi bir kitap aldığınızda veya bir tartışmaya girişmeden önce gerek eserin müellifi gerekse muhatabın felsefi düşüncesini bilmemiz gereğine işaret ediyor” ifadelerinde bulundu.