Büyükşehir Belediyesi Kasım Kültür Etkinlikleri Yazar Gülhan Tuba Çelik’in Evsizlerde Şarkı Söyler’ kitabının söyleşisiyle devam etti. Çelik, “Okumayı her zaman çok sevdim. Dergiler sayesinde eserlerimi insanlarla tanıştırma fırsatı buldum ve eserlerimi dergilere yollamaya başladım” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kasım Kültür Sanat Etkinlikleri Gülhan Tuba Çelik’in kaleme aldığı ‘Evsizler Şarkı Söyler’ kitabının söyleşi ve imza günü ile devam etti. Şehit Yılmaz Ercan Anadolu Lisesi’nde öğrencilerle buluşan Yazar Çelik, günün diğer buluşmasında Faik Baysal Kütüphanesi’ne konuk oldu.

Çocuk yaşta yazmaya başladım
Yazar Gülhan Tuba Çelik, “İnsanlar bazı şeyleri doğuştan ve çocukluktan hissediyor. Benim de içim de her zaman derdimi yazarak anlatmak gibi bir tutku vardı. Bende küçükken kendi kendime karalamalar yapardım. Mesela ilkokulu köyde okudum. Köyde bahçe sularken ilk hikâyemi yazdığımı hatırlıyorum. Tabi bu çocukça bir hikâyeydi ama benim ilk ciddi çalışmamdı. Okumayı her zaman çok sevdim. Babam da öğretmen olduğu için evde okuyacak çok kitap vardı. Onların sayesinde erken yaşta Reşat Nuri gibi Peyami Safa gibi yazarlarla ismen bir karşılaşma yaşadım. Onların dertlerini o kadar güzel anlattığını gördüğüm zaman, ben de böyle güzel anlatmak istiyorum dedim. Eline kalemi aldığımda izinden gideceğin insanlar daha belirgin oluyor.  Böyle böyle başladı yazmaya olan ilgim. Ama her zaman kendi çapımda kaldım” diye konuştu.

Dergiler sayesinde eserlerim insanlarla tanıştı
Konuşmasına devam eden Çelik, “Lise yılları her zaman dertli geçen yıllardır. Bu zamanlarda kendi kendime şiirler ve denemeler yazdım. Üniversite’ye geçtikten sonra da aynı şekilde bazı yazılar yazmaya devam ettim. Dergilerle tanışarak yazar olunabileceğini 27 yaşımda fark ettim. Çünkü dergilerin aktif bir şekilde işlediğinden, eserlerimizi yayınlayabileceğimizden ve yazarlarla tanışabileceğimizden çok geç haberim oldu. İstanbul’a öğretmenlik yapmak için geldiğimde dergi ortamlarını keşfettim. Dergiler sayesinde eserlerimi insanlarla tanıştırma fırsatı buldum ve eserlerimi dergilere yollamaya başladım. Birkaç tane şiir yazmıştım önce onlar yayınlandı. Sonra şiirle değil de düz yazıyla aramın daha iyi olduğunu fark ettim. Daha sonra da öykülerimi yollamaya başladım. Yaşım 27’yi bulduğu için bir olgunluk vardı, kalem vardı, üslup vardı. Okurluğumla beraber teknik şeyleri aşmıştım” sözlerini söyledi.

Anlatı kabuk değiştirdi
Çelik, “Siz, artık internetin olduğu bir çağda yaşıyorsunuz. Dijital çağ dediğimiz internet çağı düşünme biçimini tamamen değiştiriyor. Yazmanın yerini görüntüler almaya başladı. Yeni medyanın araçları bizim çok fazla zamanımızı alıyor. Artık bazı şeyleri yazarak anlatmaktan ziyade bir fotoğrafla anlatıyoruz. Anlatı kabuk değiştiriyor. 2000’den sonra doğanlarda düşünme biçimi geliştiği için artık derdini yazarak anlatmak baya zorlaştı. Bu yol artık benim için de zorlaştı. Ben ikinci kitabım için çalışmaya başladığım da araya yaz tatili girdi ve biraz tembellik yaptım. Sosyal medya kullanmamam gerektiğini fark ettim. 2 aydır sosyal medyada aktif değilim. Çünkü duygumu orada yansıtmak benim kalemimi çok etkiliyor. Bunları özellikle size söylemek istiyorum ki bir amacınız varsa o verimliliği yüzeysel şeylerle tüketmeyin. Benim amacım daha uzun soluklu bir iş yapmak. Bu yüzden o görünen parlak yaşamlardan biraz geri durmamız gerekiyor” diye ifadelerde bulundu.