Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Çizgiden Yansımalar’ konulu söyleşi Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Hacamat Dergisi çizerleri Yusuf Kot ve Emre Bilgiç, karikatür sanatının inceliklerini katılımcılar ile paylaştı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Mart Kültür Sanat Etkinlikleri Hacamat Dergisi çizerlerinin katılımları ile gerçekleşen ‘Çizgiden Yansımalar’ konulu söyleşi ile devam etti. Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleşen programa konuşmacı olarak Yusuf Kot ve Emre Bilgiç katıldı. Kot ve Bilgiç, mizahın çizgiye yansımış tarafı olan karikatürün dünü, bugünü ve geleceğini katılımcılar ile paylaştı.

Bir Bütün Olarak Gülmek
Programda ilk sözü Karikatürist Yusuf Kot aldı. Kot, “Bizim camiamızda karikatürcülerimiz ön planda değillerdi. Farklı camiaların dergileri vardı. Okuduğunuzda bazı yerler size komik geliyordu ancak bazı yerlerde de sizin değerleriniz, inancınız ve fikirlerinize hakaret ediliyordu. Yani gülmek bir bütün olarak söz konusu olmuyordu. Değerli bir hocamız, ‘Ben çocuklarımın bu dergileri okumasını istemiyorum. Bizim camiamızın bir mizah dergisine ihtiyacı var’ dedi. Böylece Hacamat ekibi kuruldu. Çizgi ile uğraşan genç arkadaşlar da çizgilerini nerede yayınlayabileceklerine dair bir fırsat elde etmiş oldular” diye konuştu.

Nadir Bir Meslek
Karikatürist Emre Bilgiç ise, “İnsan nasıl karikatürcü olur? Türkiye’de profesyonel olarak bu işle uğraşan 70-80 kişi var. O kadar nadir rastlanan bir meslek ki. Biz bu işi meslek olarak yapan kişileriz. Sayfalarca yazının anlattığı şeyi iki çizgide anlatan bir sanattır karikatür. Biz 50 sayfa yazıyı alıp da ondan bir karikatür çıkartmıyoruz. Daha çok biz bir karikatür yapıyoruz,  insanlar onlardan 50 sayfa yazı çıkartıyor. Çizmeyi seven biri çizmeyi bilen birine gidip karikatürü öğrenebilir. Sonuçta insan kendini bilir. Bundan sonra tek ihtiyacınız kalır: size karikatür kapısını açacak bir dergi ve kendinizi geliştirmenizi sağlayacak bir ekip” dedi.

Neye Güleriz?
‘Karikatür’de neye güleriz?’ sorusunu da cevaplandıran Bilgiç, “Bazen insan birinin yolda düştüğünü görür ve ona güler. Aslında orada gülünecek bir şey yoktur. Adamın kafası gözü yarılmıştır ve biz adamın oradaki dramına güleriz. Gündelik hayat kendi seyrinde devam eder ve onun bazı kuralları vardır. Ayakkabılarınızı giyer ve yürürsünüz, bakkala gidersiniz. Ama giydiğiniz ayakkabı sizin ayakkabınızdır. Annenizin küçük ve ponponlu terliklerini giyip bakkala bu şekilde giderseniz ortaya komik bir şey çıkar. Çünkü burada gündelik hayatın rutininin dışına çıkma vardır. Alışık olmadığımız bir şeydir bu. Bu alışıldık bağlantıların dışına çıkıldığında ve yeni bir bağlantılar kurulduğunda zihnimiz harekete geçer ve olaylar bize komik gelir” ifadelerini kullandı.