Ocak Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında ‘Dede Efendi ve Dönemine Genel Bir Bakış’ programına ilişkin bilgiler veren Aslan, “Ayn-i Şerif; Türk Musikisinin en büyük ve en uzun süreli formudur. Bestecilik anlamında ustalık seviyesinde büyük uzmanlık gerektiren eserler ortaya çıkarabilmektir. Mevlana Hazretlerinin mesnevisinden alınan şiirlerin, musikiye uyarlanmasıyla da meydana gelir. Mevlevi Ayini dervişlerin dönmesi, sema etmesi sırasında çalınan musikidir” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ocak Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Dede Efendi ve Dönemine Genel Bir Bakış’ isimli söyleşi ve dinleti ile devam etti. Doç. Dr. Enver Mete Aslan’ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşi ve dinleti programı Alicanlar Konağı’nda gerçekleşti. Vatandaşlar tarafından programa ilgi yoğun oldu.

Dede Efendi Kimdir?
Doç. Dr. Enver Mete Aslan, “Babası hamam işletiyormuş. Bu sebeple kendisine Hamamizade İsmail Dede de denir. Musikideki Klasik Dönemde doğması ve klasik dönemin babası olmasına rağmen klasik olmayan eserler de vermiştir. Örneğin ‘Yine Bir Gülnihal’ eseri en büyük batılı orkestralar tarafından vals olarak çalınmıştır. Kurban Bayramı’nın birinci günü doğmuş, bu vesileyle babası İsmail ismini oğluna vermiştir. 1798’de henüz 20’li yaşlarındayken Yenikapı Mevlevihanesi’nde Ali Nutki Dede’yle Mevlevi hayatı başlamıştır. Aynı zamanda Uncuzade Mehmet Emin Efendi’yle musiki çalışmalarına tutkuyla devam etmiştir. Ali Nutki Dede, onun bu ateşini gördükten sonra mevlevihane çilesine girip, derviş olması konusunda karar vermektedir. O zamanın Mevlevihaneleri, musiki mektebi gibi çok büyük besteciler Mevlevihanelerden yetişmiştir” ifadelerine yer verdi.

Mevlevi Ayini nedir, nasıl olur?
Konuşmasına devam eden Aslan, “Ayn-i Şerif; Türk Musikisinin en büyük ve en uzun süreli formudur.  Bestecilik anlamında ustalık seviyesinde büyük uzmanlık gerektiren eserler ortaya çıkarabilmektir. Mevlana Hazretlerinin mesnevisinden alınan şiirlerin, musikiye uyarlanmasıyla da meydana gelir. Mevlevi Ayini dervişlerin dönmesi, sema etmesi sırasında çalınan musikidir. Mevlevi ayininin bölümleri vardır. Kuran-ı Kerim okunmasıyla başlar. Ardından Kudümzenbaşı Kudüme vurarak ‘iki tane yuvarlağı olan vurmalı çalgı’ Allah’ın ‘ol’ emrini sembolize eder ve o sırada peşrev başlar. Peşrevle beraber sema başlar, semadan sonra birinci selam, ikinci selam, üç ve dördüncü selam ile kreşendoyla ayin biter. Bittikten sonra son bir taksim yapılır; bunu ney ya da tambur yapar. Bu esnada da dervişler dönmeye devam eder. En son taksim biter ve Kuran-ı Kerim başlar. Dervişler kapanır, etekleri kapanır ve yerlerine geçerler. Herkes ayağa kalkar az önce gerçekleşen ibadet için birbirlerine selam verip tebrik ederler. Böylelikle tören biter” sözlerine yer verdi.

Dede Efendi’nin 1 sene çilesi affedildi
“Dede Efendi de ‘Dedelik’ unvanını bu şekilde alır. Çile çektiği bin bir günlük Mevlevihane’nin içinde aslında her akşam bu eğitimler oluyor. Mevlevihanelerde, sema, ney, tambur ya da ustalar, Mevlevi Ayn-i’nin nasıl besteleneceğine dair bilgiler veriliyor. Bir anlamda burası için ‘yatılı okul’ da denilebilir. Derviş İsmail de bu tezgâhtan geçerken, Ali Nutki Dede; İsmail’in bin bir günlük çilesinin son bir yılını affediyor. Doğumu gibi yine Kurban Bayramı’nın birinci günü Mekke’de Hac görevi esnasında 1846 senesinde vefat etti ve bu ömrüne yüzlerce eser bıraktı.”