Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Kasım ayı kültür sanat etkinliklerinin konuğu, İlahiyatçı Prof. Dr. İsmail Kara oldu. Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta, cemaat ve tarikat yapıları ele alındı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kasım kültür etkinlikleri kapsamında Prof. Dr. İsmail Kara’yı ağırladı. ‘Cemaat ve Tarikat Meselesini Yeniden Ele Almak’ başlığıyla Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) gerçekleştirilen programa katılım yoğun olurken, Çağdaş Türk Düşüncesi ve Çağdaş İslâm Düşüncesi Araştırmacısı Kara, konuşmasında Cumhuriyet döneminde cemaat ve tarikat yapılanması ile bunların geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

11. asra varan silsile ve kültür
Konferansta konuşan Prof. Dr. İsmail Kara, “Esasında Türkiye’de varlığını sürdüren dini yapılar bugün oluşmuş yapılar değil. Bir silsilesi ve kültürü olan dini yapılar, 11’inci yüzyıla kadar gidebilmektedir. Örneğin İstanbul’un en önde gelen yapıları olan İsmailağa, İskenderpaşa ve Erenköy, esasında silsile ile Nakşibendi geleneğinden neşet etmiştir. Ancak bu üç cemaat ya da tarikat yapısının üçünün de birbirinden farklı dindarlık ve öğreti anlayışları olduğunu belirtebiliriz. Bu durum her şeyden çok dini kültür içinde anlayış çeşitliğinin kadim dönemlerden beri bir gelenek olarak devam etmesiyle ilgilidir. Ancak bu nazar zamanla terk edilmiş, her dini yapının kendini tek hakikat olarak gördüğü noktaya gelinmiştir. Bunun sebebi olarak her şeyden önce 1924 yılında hilafetin kaldırılması ve 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasını gösterebiliriz. Bu tarihten itibaren cemaat ve tarikat yapılarını resmi olmayan fiili bir yapıya dönüşmüş ve daha önce olmayan bir varlık mücadelesi içine girmiştir.”

Dini yapılarda seviye kaybı
Kara, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Türkiye’de bulunan dini yapılar toplumun dini düşünce yapısının şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Elbette bizler bu konuları çeşitli perspektiflerden değerlendirebilir, üzerinde münazaralar yapabiliriz. Türkiye’deki dini yapıların, geleneksel kültür içinde varlık kazanan cemaat ve tarikat yapılarının yakın tarihteki değişim ve dönüşümü ciddi bir meseledir. Bu haliyle hakikati kendi tek elinde bulundurduğu inancıyla hareket eden ve seviye kaybı yaşayan dini yapıların Türkiye’yi taşıyabilme kapasitesi tartışmalıdır. Bu yapıların ülkemizdeki sosyal ve kültürel yapıyı taşıyabilecek seviyeye yükseltilmesi gerekmektedir.”