Tehlikelere Karşı Gölümüzü Korumalıyız

Tarımsal ve sanayi kaynaklı kirlilik yok
Projede tarımsal kaynaklı kirliliklerin su kalitesine etkisini araştıran Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Saim Özdemir de tarımsal kaynaklı kirliliğin evsel kaynaklı kirliliğe oranla düşük olduğunu ifade etti. Sapanca Gölü Havzası’ndaki Sanayi Kaynaklı Kirleticiler üzerine araştırmalar yapan Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep İleri ise, Kocaeli Bölgesinde 7, Sakarya Bölgesi’nde ise 4 sanayi kuruluşunun göl havzasında bulunduğunu kaydetti. İleri, “Bu 11 sanayi kuruluşunun göle herhangi bir kirlilik yükü yok. Yalnız bunlardan Kocaeli Bölgesi’nde bulunan 2 sanayi kuruluşunun kanalizasyon noktasında sıkıntıları bulunuyor. Bunların çözüme kavuşturulması gerekiyor” dedi.  

Eğitimlere ağırlık verilmeli
Sapanca Gölü’ndeki Bakteriyolojik Çalışmalar üzerine araştırmalar yapan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Gülşen Altuğ ise, “Bu kadar farklı kurumun Sapanca Gölü için bir araya gelmesi çok sevindirici bir gelişmedir” dedi. Çalıştay sayesinde Sapanca Gölü’nde bakteriyolojik çalışması noktasında yeni bir kayıt oluştuğunu kaydeden Altuğ, “Sapanca’da öncelikli olarak eğitime ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Petrol sızıntısını ihbar etmeyen vatandaşların olması, Sapanca Gölü’nde ciddi bir eğitim sorunu olduğunu gösteriyor. Özellikle gençlere yönelik çevre bilinci oluşturacak eğitim programlarına ağırlık verilmesi Sapanca Gölü’nün geleceği açısından büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.

 

En kapsamlı çalışma
Çalıştayın olumlu sonuçlar vereceğine inandığını kaydeden İSU Genel müdürü İlhan Bayram ise, gerçekleştirmekte olduğumuz bu son çalıştaydan sonra somut adımlara geçileceğine inanıyoruz. Biz İSU olarak elimizden gelen ne varsa yapmaya hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz” dedi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ADASU) Genel Müdürü Rüstem Keleş ise, TÜBİTAK desteğinde yürütülen projenin Sapanca Gölü ile ilgili şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı bilimsel çalışma olduğunu söyledi.  

Yetki sorunu aşılmalı
Rüstem Keleş, “Göldeki en büyük sorunların başında yetki sorunu geliyor. Bu konuda ciddi sıkıntılarımız var. Bu noktada biran önce göldeki hukuki düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bunun dışında su kanununun çıkmasına acilen ihtiyaç var. Su ve Kanalizasyon İdareleri olarak ceza uygulamaları yapabilmemiz gerekiyor. Sadece zabıt tutma yetkisi nedeniyle birçok konuda sıkıntı yaşanıyor” dedi.

 

Hukuki düzenleme şart
Proje tamamlandıktan sonra göl suyunun kullanımı konusunda yeni bir düzenleme yapılması gerektiğine işaret eden Keleş, “Projenin sonunda gölle ilgili karar vericilerin, gölden yapılan tahsislerle ilgili yeniden düzenleme yapmaları zorunlu. Bu yapılmadığı takdirde gölü gelecekte ciddi tehlikeler bekliyor. Kimin, hangi kurumun ne miktar su kullanacağı belirlenmeli, ölçülmeli ve mutlaka bedeli ödenmelidir. Bugün itibariyle gölden kimin ne miktar su aldığını kimse bilmiyor. Kontrolsüz kullanım devam ediyor. Bu durum göl için ciddi eko-risk oluşturuyor. Gölün yıllık kullanımları kontrollü olması, bunun bir otorite tarafından da denetlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. 

Su kanunu hızlı bir şekilde çıkmalı
Çalıştay sonunda sonuç bildirgesini okuyan Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Lütfi Akça, bakanlık olarak çalıştay sonuç bildirgesinde ön plana çıkan ihtiyaçların giderilmesinde ellerinden gelen gayreti göstereceklerini belirtti. Çalıştayın bundan sonraki uygulama aşamasına da destek olacağını kaydeden Akça, su kanunun da hızlı bir şekilde çıkması için çalışmalarına devam ettiklerini belirtti.

 

Sonuç bildirgesi
Çalıştayın sonuç bildirgesinde ise Sapanca Gölü’nün kirlilik ve azalma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu, gölün sadece içme suyu kaynağı olarak kullanılması gerektiği, su çıktıların tespiti çalışmalarına başlanması, su bütçesi ve yönetiminin oluşturulması, su fabrikalarının mercek altına alınması, yer altı sularının izleme çalışmalarının yapılması ve bu suların beslenme noktalarının koruma bandına alınması yönünde tavsiye kararları verildi.