‘Muhyiddin İbn Arabî’ panelinde konuşan Prof. Dr. Ekrem Demirli, “İbn-i Arabî bir özgüven meselesidir. İslam mirasına ve İslam medeniyetine bir özgüvenle yaklaşmadır. İçimizden böyle bir adamın çıkabilmesinin sebebi İslam’dır” derken; Doç. Dr. Ömer Türker, “İbn Arabî, bugün dertleşebileceğimiz, yürüyebileceğimiz ve bizimle aynı meseleleri düşünen bir insan olarak okuyabileceğimiz bir düşünürdür” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Muhyiddin İbn Arabî’ konulu panel ile devam etti. Adapazarı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlileri Prof. Dr. Ekrem Demirli ve Doç. Dr. Ömer Türker konuşmacı olarak katıldı.

Bizi İlgilendiren Bir İsim
Programın ilk konuşmasını yapan Prof. Dr. Ekrem Demirli, “Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak İbn-i Arabî bizi ilgilendiren bir isimdir. Aslında sadece bu topraklarda değil, İslam coğrafyasındaki herkesi ilgilendirir. İbn-i Arabî’yi düşünmeye çalışırken hepimizin kafasında İslam’ı ve cihanşümulluğu hakkında fikir ve buna bağlı olarak heyecan ve coşku olur. İbn-i Arabî bir özgüven meselesidir. İslam mirasına ve İslam medeniyetine bir özgüvenle yaklaşmadır. Bugün padişaha misafir olan İbn-i Arabî yarın güneşe tapan birisine misafir olabilirdi. İçimizden böyle bir adam çıktı. İçimizden böyle bir adamın çıkabilmesinin sebebi İslam’dır” ifadelerini kullandı.

İslam Düşüncesinde Bütünlük Problemi
Programın devamında konuşan Doç. Dr. Ömer Türker, “Muhyiddin İbn-i Arabî’yi önemli kılan şey; diğer geleneklerin yanında İslam medeniyetinin kendisine kadar ulaşan birikimini bir araya getirip onların ortaya koyduğu imkânları ele alarak tevhidin ne olduğuna ilişkin cevap vermesidir. İbn-i Arabî’den öğrenmemiz gereken önemli şey İslam düşüncesindeki bütünlük problemidir. İbn-i Arabî’nin temel iddiası Hz. Peygamber’den itikâl eden mirasa, İslam ümmetinin yaklaşımlarının Hz. Peygamber’de ortaya çıkan tam bilginin çeşitli yönleriyle kavranmasıdır.  İbn-i Arabî sadece 12. yüzyılda ve 13. yüzyılda kendisiyle karşılaşacağımız, tarihsel bir figür olarak kendisiyle görüşeceğimiz bir şahıs değil, aynı zamanda bugün dertleşebileceğimiz, yürüyebileceğimiz ve bizimle aynı meseleleri düşünen bir insan olarak okuyabileceğimiz bir düşünürdür” diye konuştu. Programın sonunda Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Aktürk, Demirli ve Türker’e teşekkür ederek günün anısına hediye takdim etti.