‘Dünya Küçük İnsan Büyük’ isimli söyleşide Sakaryalı kültür-sanat dostlarıyla buluşan Yazar Selim Gündüzalp “Aşkın, acının, ölümün dili her yerde, her toplumda aynıdır. Dışarıdan gelenlere manevi dünyamızı, gönlümüzü ve kalbimizi de işin içine katarak anlatmalıyız. Samimiyet her dilde aynıdır” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Ocak kültür-sanat etkinlikleri yazar Selim Gündüzalp’in katıldığı ‘Dünya Küçük İnsan Büyük’ isimli söyleşiyle devam etti. Ofis Sanat Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye Sakaryalı kültür-sanat dostları yoğun ilgi gösterdi. Samimi bir ortamda gerçekleştirilen etkinlikte yazar tarafından katılımcıların görüşlerine de yer yer başvuruldu. Ofis Sanat Merkezi’ndeki ambiyansın hiçbir yerde olmadığını söyleyen Gündüzalp, “Buraya gelen az da olsa, çokta olsa çok gözüküyor. Cenab-ı Hakkın sevkiyle buradaki sohbetlerimiz bize önce KYK yurtlarındaki söyleşilerin, ardından TRT’nin kapılarını açtı. Bu nedenle Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığımıza çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Vahiy kalbi aydınlatan bir ışıktır
Vahyin kalbi aydınlatan bir ışık olduğunu söyleyen Selim Gündüzalp, “Siz ölseniz de, millette devlette ortadan kalksa vahiy ile gelenler ebediyen kalır. Gözümüzün görmek için ışığa muhtaç olması gibi, gönlümüzde görmek için Kuran’ın ışığına ihtiyaç duyar. Manen ne kadar düşük olursak bazı olaylar üstümüze çıkar. Fakat manen kuvvetliysek dalgaların karabatağın manzarasını artırması gibi, başımıza gelen badirelerde bizim vizyonumuzu genişletmemize vesile olur” diye konuştu.

Samimiyet her dilde aynıdır
Samimiyetin bir dili olduğunu ve bunun her dilde aynı olduğunu söyleyen Gündüzalp, “Aşkın, acının, ölümün dili her yerde, her toplumda aynıdır. Dışarıdan gelenlere manevi dünyamızı, gönlümüzü ve kalbimizi de işin içine katarak anlatmalıyız. Eğer ortak anlaşabileceğimiz dili kullanarak bunu yaparsak, tesiri ve pozitif anlamda geri dönüşü de çok büyük olur” ifadelerini kullandı.

Yazılanlar yeni ufuklar açmalı
Yazarlığa nasıl başladığına ilişkin olarak da bilgiler paylaşan Gündüzalp, “Bana nasıl yazar oldun diye sorduklarında, lise birinci sınıfta Edebiyat dersinden kalmış birisi olarak onlara, üniversitede birisinden duyduğum ‘herkesin âdeti kendisine güzel’ şeklinde sözden esinlenerek yazdığım kompozisyonla başladığımı söylüyorum. Buradan anlıyoruz ki demek herkesi dinlemek gerekiyor. Kompozisyon yazarken hisleri ve düşünceleri en güzel şekilde yazım konusuyla harmanlamak gerekiyor. Yazılanlar her yerden bir kapı açarak ilerlemeli, yeni ufuklar açmalı ama kararında da durmalı. Başlangıçta kimsenin yaptığı iş dört dörtlük olamaz. Başarısız olmaktan korkmadan her zaman denemek ve işin kolayına kaçmamak gerekir. Allah her gayretin, çabanın mükâfatını verir” şeklinde konuştu.

Faydalı olmak ideali
Faydalı olma duygusu ile hareket etmenin önemine dikkat çeken Gündüzalp, “Faydalı olmak gibi bir idealle hareket etmezsek bir yere varamayız. Cenap Şahabettin, ‘Saklanan yemek ekşimek marifetiyle intikamını alır’ diyor. Sizlerde bir yeteneğe sahipseniz ve bunu istifade edecek insanlara faydalı olmak niyetine girerek paylaşmazsanız bundan kötü etkilenirsiniz. Bir şeyi sevince yüreğini ortaya koymak gerekir” dedi. Selim Gündüzalp söyleşinin sonunda sevenleri için kitaplarını imzaladı.