Büyükşehir Akademi’de ‘Özgürlük ve Demokrasi Seminerleri’nin bu haftaki konuğu Prof. Dr. Bekir Berat Özipek oldu. Özipek, “Dinler insanlara nasıl yaşamaları gerektiğini, nasıl inanmaları gerektiğini, iyinin ve kötünün kaynağını söyler. Bazıları demokrasiye de böyle bir anlam yükleme eğiliminde. Demokrasi bir din değil bir siyasi yöntemdir” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Bahar Dönemi Akademi ‘Özgürlük ve Demokrasi Seminerleri’nde bu hafta ‘İslam, Demokrasi ve İnsan Hakları’ konuşuldu. Derse konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, İslam ve demokrasi konusundaki tartışmalara değindi. Özipek, İslam ve demokrasinin farklı kulvarlarda yarışan kavramlar olduğunun üzerinde durdu.

Cumhuriyet ve Demokrasi Aynı Şey Değildir
Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, “Okullarda Cumhuriyet ile demokrasi kavramlarının tanımları bize hep birbirlerinin karşılayacak şekilde verilmiştir. Ancak arasında şöyle bir fark vardır; cumhuriyet hanedanın olmayışı anlamına gelir. Bu siyasi iktidarın en üst düzeyinin soydan geçmemesidir. Fakat bu rejimi otomatik olarak demokratik yapmaz. Demokrasi en kötü uygulandığı haliyle bile kendinizi tankların önüne atmaksızın siyasal sistemi değiştirmenizi sağlar. Peki, ‘Neden demokrasi tercih edilmelidir?’ sorusunu sorabiliriz. Çünkü demokrasi ile sistemi kan dökmeden değiştirebiliyorsunuz” diye konuştu.

Din ve Siyasi Sistem Karşılaştırması
İslam ile demokrasinin farklı kulvarların kavramları olduğunu belirten Özipek, “Bir din ile bir siyasi sistemi karşılaştırdığımızı ya da onların bir arada bulunup bulunamayacağını, birbirleri ile geçinip geçinemeyeceğini konuştuğumuzu unutmayalım. Eğer siz demokrasiyi bir hayat tarzı, bir dünya görüşü, bir alternatif ideoloji gibi algılarsanız, hatta bazen bir din gibi algılarsanız, demokrasi İslam ile çelişir. Bu anlamda demokrasi Hıristiyanlıkla da çelişir, Budizm ile de çelişir. Herhangi bir kurumsallaşmış din ile de çelişir. Çünkü sonuçta onun kulvarına girip ona rakip oluyorsunuz. Dinler insanlara nasıl yaşamaları gerektiğini, nasıl inanmaları gerektiğini, iyinin ve kötünün kaynağını söyler. Dünyada bazıları demokrasiye de böyle bir anlam yükleme eğiliminde. Demokrasinin bir siyasi yöntem olduğunu; dinin de iyinin, kötünün, doğrunun, yanlışın kaynağını oluşturan, insanın bu dünya ve öteki dünya ile ilgili ilişkilerini düzenleyen bir temel bilgi kaynağı olduğunu alırsak, o zaman İslam ve demokrasinin çelişmemesi mümkündür” şeklinde konuştu.