Büyükşehir Belediyesi Ekim Kültür Sanat Etkinlikleri Yazar Mustafa Özçelik’in ‘Yunus Emre Divanı’ adlı konak sohbetleriyle devam etti. Özçelik, “Yunus Emre, Selçuklu’nun yıkılıp Osmanlı’nın kurulduğu dönemde yıkılışın açmış olduğu yaraları saran bir manevi tabipdir çünkü bir savaş ve siyasal çöküntü sadece evleri, köprüleri yıkmıyor, gönülleri de yıkıyor” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ekim Kültür Sanat Etkinlikleri Yazar Mustafa Özçelik’in ‘Yunus Emre Divanı’ adlı konak sohbetleriyle devam etti. Tarihi Alicanlar Konağı’nda gerçekleştirilen sohbete çok sayıda kültür sanat dostu katıldı. Yazar Özçelik, Yunus Emre’nin yaşadığı dönemde toplumsal bir misyonu olduğundan söz etti.

Toplumsal bir misyonu var
Yazar Mustafa Özçelik, “Yunus Emre kendi derdi ile meşhur olmuş bir zat değildir. Özellikle Yunus Emre filmleri izlediğinizde, kitaplarını okuduğunuzda aklınıza şöyle bir fotoğraf; elinde asa, sırtında cübbe dağın başına çıkmış kurtlarla kuşlarla konuşan kendi halinde meczup bir tip geliyor. Bu Yunus bizim Yunus’umuz değil. Bu yanlış yorumlamaktır. Yunus Emre toplumsal bir mücadelenin içinde olan bir zattır. Yunus Emre, Selçuklu’nun yıkılıp Osmanlı’nın kurulduğu dönemde yıkılışın açmış olduğu yaraları saran bir manevi tabipdir çünkü bir savaş ve siyasal çöküntü sadece evleri, köprüleri yıkmıyor gönülleri de yıkıyor. İnsan olarak yıkılan evleri yeniden yapabilir, köprüleri tamir edebilirsiniz ancak gönül yapmak dünyanın en zor işidir. Yunus Hazretleri de o çok bilenen dörtlüğünde ‘Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim’ der. Bu dizeler onun toplumsal bir misyonu olduğunu gösterir” dedi.