Büyükşehir Belediyesi 18. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları lise ve dinleti etkinlikleri ile devam etti. Şair Mustafa Özçelik, “Edebiyatın temeli dildir, dilin temelinde ise kelimeler bulunur. Hayatta sahip olacağımız en güzel şey kelimelerdir” derken; Şair Ermir Nika, “Farklı dillerdeki şiirleri kendi dilimde okuyor olabilmek çok güzel” dedi. Şair Hayrettin Orhanoğlu, “Şiirin vatanı yoktur. Çünkü şiir herkese aittir. Bu yüzden şiirin bu dünyanın sesi olduğunu düşünüyorum” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 18. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları lise etkinlikleri ve Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen dinletilerle devam etti. Şairler; Serdivan Anadolu İmam Hatip Lisesi ve SAÜ Vakfı Koleji’nde şiirlerini seslendirirken; günün diğer etkinliğinde ise Ofis Sanat Merkezi’nde katılcılarla buluştu. OSM’de Enver Mete Aslan ve Serkan Halili Ud ile Kanun eşliğinde katılımcılara keyifli bir dinleti sundular.

Edebiyatın zırhını kuşanalım
Öğrencilerle bir araya gelen Mustafa Özçelik, “Edebiyatın temeli dildir, dilin temelinde ise kelimeler bulunur. Hayatta sahip olacağımız en güzel şey kelimelerdir. Farklı bir çağda yaşadığımızı biliyoruz. Bu çağa genç arkadaşlarımız teknoloji çağı adını veriyor. Teknolojinin kolaylıklarının yanında bizi insani olan bir zeminden koparan bir uygulama. Buna karşın kuşanacağımız zırh edebiyat ve içinde barındırdığı şiir olabilir” diye belirtti.

Duygu ve düşünceler bir arada
Arnavutluktan gelen ve 8 tane yayınlamış kitabı olan Ermir Nika, “Sapanca’da gerçekleştirilen bu etkinlik hepimiz için gerçekten çok önemli. Çünkü bizleri bir araya getiriyor. Düşüncelerimizi ve duygularımızı paylaşma fırsatı sunuyor. Aynı zamanda diğer arkadaşlarımla şiirden, sanattan ve diğer dillerden bahsetme imkanı buluyoruz. Arnavutuk diline çevrilmiş kitaplar geleneksel olabilir hatta modernde olabilir. Türk yazarlar var. Benim için bunları kendi dilimde okuyor olabilmek çok güzel” dedi.

Okumadan okutamazsın
Adıyamanda bir okulda edebiyat öğretmenliği ve okul müdürlüğü yapan Mehmet Tepe, “Modern edebiyatta yapmamız gereken bana göre en önemli şey günümüz şiirini dergilerden takip edebilmek. Biz dergiler aracılığıyla kendi akranlarımızı takip edebiliyoruz. Bu sayede onların yazdığı şiirleri okuyabiliyoruz. Şiir yazmak isteyen arkadaşlara ise önerim şudur; kesinlikle bir şiir defteriniz olsun. İyi şiirleri ezberleyin. Okumayan bir insanın yazdıkları da okunmaz” sözlerine yer verdi.

Daha çok okudum ve yazdım
Babasının okuduğu şiirleri dinleyerek yazmaya başlayan Liudmyla Diadchenko, “Benim hikâyem babamın bana şiir ve roman okumasıyla başladı. Yaşım çok küçük olmasına rağmen babamın bana dediği her şeyi hala daha hatırlayabiliyorum. Okuduğum şeyleri beğenmeyerek yazmaya başladım. Ama daha sonra fark ettim ki bu da beni tatmin etmiyor. Kendimi her zaman daha çok geliştirmek için okudum ve yazdım. Dünya şiirlerini ve şairlerini takip ettim. Benim için hissettiğim şeyleri başkalarına aktarmak çok büyük bir mutluluk. Bunu yapabilen her insan çok mutludur” ifadelerine yer verdi.

Şiir tüm duyguları içinde barındırır
Şiirden dünya kurulması gerektiğini savunan Orhan Özekinci, “Hayatımızı oluşturan kendimize has duygular var. Üzüntü, sevinç, mutluluk ve sevgiyi bir arada yaşayabiliyoruz. Kendinize çok temiz bir duygu dünyası kurun. Ben kendime şiirden kurdum” derken; Şair Hayrettin Orhanoğlu, “Şiirin vatanı yoktur. Çünkü şiir herkese aittir. Bu yüzden şiirin bu dünyanın sesi olduğunu düşünüyorum. Şiir yazdığınız zaman bunu kalbinizle hissedersiniz. Eğer siz kalbinize ne kadar uzaksanız şiire de o kadar uzak olursunuz” sözlerine yer verdi. Azerbaycan’dan gelen Farid Hüseyn, “Şiir benim için daha çok hislerini ebedileştirme sanatıdır. Düşünün ki bir şair sevgi şiiri yazıyorsa o kendi sevgisini ebedileştiriyordur. Çünkü ebedileşmeyen bütün hisler unutuluyor” dedi.