Türkiye'de Yeni Ufuklar Açıldı

Şahsa mahsus geçmiş
Tarihin tanımını yaparak konuşmasına başlayan İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülhamit Kırmızı, “Tarih, her gün karşımıza çıkıyor. Tarih eşittir geçmiş diye bir şey yok. Geçmişte olanlar bir kere oldu ve onlar orada duruyor. Tarihçinin yaptığı bir inşa çalışması. Geçmişten aldığı bilgileri, tarih usulüne göre damıtıyor ve bir makale, kitap haline getiriyor. Aslında hepimiz tarihçiyiz. Dünü bugüne, yarını düne bağlamadan yaşayamayız. Şahsa mahsus bir geçmiş bilinci olmadan yaşayamayız. Çünkü geçmiş içimizde sürekli akar. Biz bugün bir şeyler düşünürken, anlatırken; sadece bugünde değil, geçmiş ve gelecekle beraber yaşıyoruz. Sadece bugünün içinde yaşamıyoruz. Geçmişle sürekli bir diyalog içinde yaşıyoruz. Bu sebeple tarih, insanın önleyemediği bir düşünce formudur” diye konuştu.

Farklılık, bağlam ve süreç
Her disiplinin tarihe ihtiyaç duyduğunu da ifade eden Abdülhamit Kırmızı, “İlim dünyasına baktığımızda, her disiplin tarihe ihtiyaç duyar. Tarih, kaydedilebilir ve hatırlanan geçmiştir. Her geçmiş, tarih değildir. Dünü, bugünü ve yarını birbirinden ayırmak imkansız. Tarih bilincinin nasıl olması gerektiği ile ilgili 3 ilke söylemek istiyorum. Birincisi, farklılık. Geçmişte olanla aramızda bir mesafe var. Uzak bir ülke olarak görmeliyiz geçmişi. Böyle yapmadığımız, farklılık bilinci olmadığı zaman, geçmiştekilerin bizim gibi düşündüğünü, davrandığını sanıyoruz. Geçmişi o dönemin özellikleri içerisinde değerlendirmemiz gerekiyor. İkincisi ise, kontekst. Yani, mutlaka her olayı yerine oturtmamız, bağlamını gözetmemiz gerekiyor. Üçüncüsü ise, süreç. Olan olayı bir süreç içerisinde değerlendirmemiz, olaylar arasında bir ilişki kurmamız gerekiyor” şeklinde konuştu

 

Eski ulus devlet dili
Türkiye’de son on yılda önemli bir değişiminin yaşandığını belirterek konuşmasını sonlandıran Kırmızı, “Türkiye, özellikle son on yılda yeni ufuklara açıldı, yeni bakış açıları kazandı. İlgi ve tahayyül coğrafyamız genişledi. Eski ulus devlet dili kendimizi Ortadoğu, Balkanlar, Amerika, İsrail, İran karşısında ifade etmeye yetmiyor. Artık, yepyeni bir dil oluşuyor. Eski siyaset dili bize yeterli imkan ifadeleri sunmadığı için kullandığımız kaynaklardan, kırkambarlardan birisi de Osmanlı ile ilgili ifade, değer ve olaylar oluyor” dedi. Programın ardından Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fevzi Kılıç, Abdülhamit Kırmızı’ya konuşmasından dolayı teşekkür ederek, plaket takdim etti.