İnsanın Başına Ne Gelirse Bilgisizlikten Geliyor

Ferdiyet önemlidir
Çağdaşlık ve modernliğin tanımıyla konferansına başlayan Prof. Düzgün, “Çağdaş, bizim sebep olduğumuz olaylar ve bizim sebep olduğumuz olayların sonuçlarını yaşadığımız anlar için kullanıyoruz. Modernlik böyle değildir. Modern daha eskiye dayanır. Çağdaş meseleler dediğimiz zaman çoğunlukla kendimizin sebep olduğu olaylarla ilgili konuşuruz. Mümkün olduğu kadar kendi kişisel tarihimize odaklanmamız sorumluluğunu gerektirir bu. Acaba zihnimizde kişisel tarih diye bir ifade var mıdır? Kendi kişisel tarihimizden de bahsetmemiz gerekmektedir. Bir olaya sebep olabiliyor muyuz? Ya da bir olay hakkında sonuçlarını birilerinin yaşayacağı bir fikir üretebiliyor muyuz? Bu konferansla kazanacağımız terimlerden belki de en önemlisi kişisel tarih olsun. Herkes kendi mensup olduğu parti, grup, toplum, millet, devlet herhangi birinin başarılarından önce kendi kişisel başarıları ile övünmenin yolunu bulmalıdır. Buna ferdiyet de diyebiliriz. Kuran-ı Kerim de ferdiyet terimine ciddi bir biçimde eğilmiştir. “Tek tek sorguya çekilirsiniz, tek tek çağrılırsınız” diye. Teklik, bireysellik, ferdiyet önemlidir” diye konuştu.

 

Bütün zorluğa karşın ayakta kalmasını bil
Çağdaş dünya ile ilgili İnşirah Sûresi’nin meâlinden bahsederek konuşmasını sürdüren Prof. Şaban Ali Düzgün, “Hepimizin bildiği sûre olan İnşirah Sûresi’ndeki ayetleri hatırlatmakta yarar var. “İnnemeâl usrî yüsra, Fe inne meâl usrî yüsra” İnne, Arapça’da varlık ifade eder. “İnnemeâl usrî yüsra”. Usür zorluk, yüsur kolaylık. Varlık, içinde zorlukla beraber kolaylığı barındırır. Zorluktan sonra kolaylık yanlış tercüme olur. Dikkat ediniz, bizim anladığımız genelde şudur: Darlıktan, zorluktan, hastalıktan sonra ferahlık vardır. Bu yanlış tercümedir. İşin doğasına aykırıdır. 20. Yy. içinde zorluklar, meydan okumaların “içinde” fırsatlar barındırır. Size ne meydan okuyorsa onun içerisinde bir fırsat var. Sosyalizme meydan okuyacağım, onunla başa çıkacağım diye İslam’ın içerisindeki sosyal ağırlıklı vurguyu öne çıkarabiliriz mesela. Zorluk ve kolaylık birlikte yaşanır. “İnnemeâl usrî yüsra”. Yaşadığımız çağda hiçbir şey kendiliğinden gerçekleşmiyor. Mesele şu. Bir zorluktan, felaketten çıktığın zaman belin kırılmasın, ümidin kaybolmasın. Ayakta kalmasını bil. Bütün görevin ve rağbetin, bütün yönelimin Allah’a olsun” ifadelerini kullandı.

 

Bilgiye sahip olan muktedirdir
Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün konferansının son bölümünde şunları kaydetti; “Maturidi diyor ki, bir insanın, bir mü’minin cinlerin peşine takılması ya da cincilere gitmesi, insanlığını indirebileceği en aşağı noktadır. İnsanın başına ne gelirse bilgisizlikten geliyor. Kuran-ı Kerim’in de vurgusu o. Aklını ancak bilgi sahipleri doğru dürüst kullanabilir. M. Foucault diyor ki, “Bilgi, iktidardır.” O kadar. Bilgiye kim sahipse o muktedirdir”.

Büyükşehir’e teşekkür
Konferansın sonunda, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fevzi Kılıç, Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’ün çok güzel bir konuşma yaptığını belirterek kendisine teşekkür etti. Başkanvekili Kılıç, Prof. Düzgün’e üzerinde Sakarya tasvirinin bulunduğu bir minyatür çalışması hediye etti. Prof. Düzgün ise, “Şükür ki bazı belediyeler kültür programlarını ciddiye alıyorlar. Ciddi ve güzel programlar gerçekleştiren Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ederim” diye konuştu.