Büyükşehir Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Zan’ söyleşisi ve imza günü programları ile devam etti. Yazar Yasemin Karahüseyin günün ilk etkinliğinde Serdivan Anadolu İmam Hatip Lisesi, daha sonra ise Faik Baysal Kütüphanesi’nde kültür sanat dostları ile bir araya geldi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Mart Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Zan’ söyleşisi ve imza günü programları ile devam etti. Bu kapsamda ilk olarak Serdivan Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile buluşan Yazar Yasemin Karahüseyin, günün ikinci programında Faik Baysal Kütüphanesi’nde kültür sanat dostları ile bir araya geldi. Karahüseyin’in ‘Zan’ kitabının konuşulduğu programların sonunda kitap imzası da gerçekleştirildi. Sakarya’da öğrenciler ile bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Yazar Yasemin Karahüseyin, gerçekleştirilen programlar için Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.

Biriktirdiklerimi Yazıyorum
Konuşmasında eserlerinin yazım aşamasından bahseden Karahüseyin, “Yazar biriktirdikleri ile yazar, yaşadıklarıyla, duyduklarıyla, hissettikleriyle yazar. Tabiki kurgularda gerçeklik payı var. Özellikle kahramanların isimlerini gerçek hayattan seçiyorum. Ancak bu kurgu olduğu gerçeğini değiştirmez. Benim için edebiyatın en büyük amacı birbirimizi yani insanı keşfetmeyi sağlamasıdır. Hayatımızın her döneminde birbirimize mesaj veriyoruz. Bu mesajları anlamak çok önemli. Bunu da ancak edebiyat ile sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı.

Onu Kaybedemeyiz
Kitaplarında işlediği konulara da değinen Yasemin Karahüseyin, “Mesela merhamet. Aile içi ilişkilerimizde bile modern hayatla birlikte bencilleştiğimizi düşünüyorum. Bu şekilde merhamet damarımız kuruyor. Merhamet insanı insan yapan temel duygudur. Onu kaybedemeyiz. Onu kaybettiğimiz zaman çocuklarımıza bırakabileceğimiz bir şey kalmıyor. Bizden çok şey gidiyor ve biz bunun farkında değiliz. Kahramanlarımı kurgularken yapmaya çalıştığım bu. Bunu fark etmemiz: kaybettiklerimizi” dedi.

Planlı Yazmıyorum
Karahüseyin konuşmasına şöyle devam etti; “Biz birbirimizi sadece konuşarak değil daha önemli şekilde duygularımızla anlıyoruz. Bazen kararsızlığa düştüğüm zaman meseleleri olduğu gibi bırakmayı tercih ediyorum. Ancak bu yarımlıklar yeni romanlarımda yer bularak cevaplanıyorlar, tamamlanıyorlar. ‘Acaba şöyle mi yapsam? Böylemi yapsam?’ dediğimde eserin doğallığını bozduğunu hissediyorum. O nedenle bir plan yaparak yazmaktansa anlık, o an aklıma gelenleri yazıyorum.”