‘Anadolu’nun Ruhu’ konferansında konuşan Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, “Bugün üzerine bastığımız yer Anadolu’dur. Biz Anadolu’da dünyaya geldik. Bu toprakların manevi ruhunu karan kimseler öyle güzel ustalardı ki o kardıkları hamurlar buralarda çok güzel maya tuttu” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Aralık ayı kültür etkinlikleri Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç’ın konuşmacı olarak katıldığı ‘Anadolu’nun Ruhu’ konulu konferans ile devam etti. Adapazarı Kültür Merkezi (AKM) ev sahipliğinde gerçekleşen buluşmaya kültür sanat dostlarının katılımı yoğun oldu. Kılıç programda Anadolu irfanının önemli bir kilometre taşı olan tasavvuf geleneğine ilişkin ayrıntılı bilgiler paylaştı.

‘O’ bilinmeyi istedi
Yeryüzü hayatının bir özden, bir cevherden ve ana esanstan doğduğunu söyleyen Kılıç, “Bizim geleneğimizde her şeyin aslı bir idi ve ‘O’ bilinmeyi diledi. Ve o bilinmek istemi üzerine yaratılışa başladı. ‘Gizli bir hazineydim, bilinmek istedim’ kutsi hadisi bunun ispatıdır. O yaratılan ilk madde, felsefecilerin heyula dediği, biz sûfiler için Hakikat-i Muhammediyye denilen makamdır. Yaratılış sonrası ayaklarımız bir coğrafyaya bastı. Bugün üzerine bastığımız yer Anadolu’dur. Biz Anadolu’da dünyaya geldik. Bahsettiğimiz Anadolu sadece fiziki, coğrafi bir yer değil. Sınırlar ile çevrilen bir yer değil. Misak-ı Milli sınırları da değil tam olarak. Bahsettiğim coğrafya daha geniş büyük bir alanı kapsamaktadır” diye konuştu.

Büyük âlemin bir kopyasısın
‘Ben sizi en mükemmel şekilde yarattım, kendi ruhumdan üfledim’ ayeti üzerine de değerlendirmelerini paylaşan Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, “Burada ister istemez insanın kaynağının ilahi olduğu sonucunu çıkarmaktayız. ‘Sen kendini küçük bir şey mi sanıyorsun, bütün âlemler sende gizlidir’ der büyüklerimiz. Sen büyük âlemin bir kopyasısın. İşte bu söylediğim ayetin en makul şekilde anlaşıldığı bölgelerden biri Anadolu’dur. Bin yıldır bunu Anadolu güzel şekilde idrak etmiştir. Anadolu’da sıkıntılı dönemler de olmuştur. Bu toprakların manevi ruhunu karan kimseler öyle güzel ustalardı ki o kardıkları hamurlar çok güzel maya tuttu buralarda” ifadelerini kullandı.