18 Dil Bilen Filozof Sakarya'daydı

Öğrencileri ona “Aristo” derdi
Saygı Gecesi’nin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Hakan Poyraz, öğrencilik yıllarını ve hocası Teoman Duralı’ya olan bakışını anlattı. Prof. Poyraz, “Öğrencisi olmaktan her zaman şeref duyduğum Teoman Hoca’nın karşısında olmak ve onu konuşmak büyük heyecan veriyor. Lisans yıllarında tanıdığım hocam herkesten farklı giyinirdi ve belki buna hocam kızacaktır ama adeta zarif İngiliz asilzadeleri gibiydi. Biz öğrencileri okulda kendisine Aristo adını takmıştık. Teoman Hoca, canlı Aristoteles’i bizlere sunuyordu, belki de o yüzden diyorduk. Hocamızın hiç bilmediğimiz kavramları bize göstermesinden memnuniyet duyardık. ‘Aa! Biyoloji Felsefesi diye bir şey varmış’ derdik. Her zaman ‘Teoman Duralı gibi büyük bir hocanın öğrencisiyim’ diyerek kendime pay çıkartıyorum” dedi.

Aşağılık duygusuna prim vermemiştir
Daha sonra Teoman Duralı’nın konuşmacılar içerisindeki ilk öğrencisi olarak söz alan Doç. Dr. Oktay Taftalı, “Teoman Hocamı ben ilk olarak 1978 senesinde İstanbul Üniversitesi koridorlarında tanımıştım. O zamanlardaki eğitim sistemindeki anlayış şöyleydi, ‘Bakın çocuklar. Biz çalışmadık, geri kaldık ve tembeliz. Ama batılılar öyle değil. Onlar çok çalışkan, bilim, sanat, mimari vs. tüm alanlarda çok çaba sarf etmişler. Bizlerden üstünler.’ Biz o zamanlar hep böyle yetiştirildik. Batı Medeniyeti ulaşılmazdı o zaman. Batı Medeniyeti’ne karşı duyulan o aşağılık duygusuna prim vermeyen, bir o kadar da o medeniyetin kaynaklarını, geldiği yeri ve düşünce yapısını içselleştirmiş bir hocamıza kavuştum. O hoca Teoman Duralı’ydı” diye konuştu.

 

Felsefe, bilimle ilerler
Prof. Dr. Sadık Türker ise, Teoman Duralı’nın, Türk düşünce dünyasına, evrensel anlamda Felsefe dünyasına ne katmış olduğu konusunu içeren bir konuşma yaptı. Felsefe’nin bilimle her zaman kol kola ilerlediğini söyleyen Prof. Türker, “Teoman Hocamız bize, felsefe çalışmak isteyenin bilimden asla uzak olmaması gerektiğini, felsefe çalışan bir insanın ayrıca bir bilim dalında uzman olması gerektiğini söylerdi. Hem felsefe hem de biyoloji alanında uzman olarak da bu ifadesinin bize en canlı örneğiydi” şeklinde konuştu.

Öğrencileri ile baba-oğul gibidir
Kırklareli Üniversitesi’nde Teoman Duralı ile birlikte çalışan Prof. Dr. Faruk Akyol hocası ile arasında geçen konuşmaları ve çalışma hayatlarını kısaca özetleyerek başladığı konuşmasında, “Benim ve konuşmacı arkadaşlarım aslında burada bir baba – evlat ilişkisini anlatıyoruz ve her konuşmacı adeta babasına sesleniyor. Teoman Hoca ile zor şartlarda ama bir o kadar da güzel çalışma hayatımız var. Teoman Hoca uyumayı pek sevmez ve sabah ezanlarına kadar çalışır. 18 dilde araştırma yapar fakat anadilini kullanırken bu iyi bildiği dillerden hiçbirini kullanmaz” dedi.

 

Dünyanın en mahcup insanlarındandır
Türkiye’de kıymet bilme güzelliğinin giderek kaybolduğunun altını çizerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Cengiz Çakmak, “Bu ülkede güçlü insanlar çok zor yetişiyor ve gerçekten kıymet bilmez bir ülkedeyiz. Kıymet bilerek böylesine güzel programlar yapan Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne ve Belediye Reisi Başkan Zeki Toçoğlu’na şükranlarımın sunuyorum. Konuşmacı arkadaşlarım kendisinin birçok yönünden bahsettiler ama şairliğinden bahsedilmedi. Teoman Hocam iyi bir şairdir de. Aynı zamanda İslam dinini de iyi bilir. Ben açık söylüyorum İslam dinini Teoman Hocamdan öğrendim. Bütün bu anlatılan muhteşem özelliklerin kendisinde vücut bulduğu Teoman Duralı, dünyanın en mahcup insanlarından birisidir” diye konuştu.  

Mutlakiyetçilikte olağanüstü bir yağcılık vardır
Saygı Gecesi’nin sonunda kürsüye çıkarak bir konuşma gerçekleştiren Prof. Dr. Teoman Duralı, “Övülmek yerilmekten daha büyük acı verir. Kibre kapılma tehlikesi vardır ve bu çok büyük bir günahtır. Övmek ve övülmenin yeri vardır, nasıl yapıldığı da önemlidir. Mesela Türkmenistan’da Türkmenbaşı’nı övenler, onu tanrılaştıranlar kendisinden bir menfaat bekliyorlar. Bizzat orada onu gördüm ve şunu düşündüm, mutlakiyetçilikte olağanüstü bir yağcılık vardır, yaranma meselesi vardır. Bu gece gönlüme su serpen, üzerine basılan bir menfaatin olmamasıdır, çok şükür. Arkadaşlarımın ifade ettikleri benim içim samimi görüşlerdir” ifadelerini kullandı.  

Gecenin sonunda Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fevzi Kılıç ve Sakarya Üniversitesi Genel Sekreteri Metin Küçük,  Teoman Duralı’ya ve onu anlatan konuşmacılara plaket ve çiçek takdim etti.